COVID19 sonrası Blockchain
COVID19 hayatımızın her alanını etkilerken gündelik ihtiyaçlarımızı da değiştirdi. Kendi kişisel alanımızdaki değişimlerin yansımaları olarak tüketim alışkanlıklarımız da değişti. Bunun global ekonomiye etkisi ise oldukça büyük oldu.
Hemen hemen her ülkenin ekonomik anlamda zorlandığı bu süreçte ekonomi uzmanları, dünya savaşı sonrasında global ekonominin dış etmenlerden dolayı bu seviyede bir darbe aldığını söylüyor.
Her kriz sonrası olduğu gibi dünya çapında pek çok düzen ve alışkanlık da değişecektir. Örneğin, salgından önce yavaş yavaş geçmeye başladığımız evden çalışma, online eğitim gibi süreçler birden hızlandı. Hayatımızı online yaşamaya başlama sürecimiz birden oldu, salgın olmasaydı süreç belki de on yıllara yayılacak. Online işlemler e bu kadar hızlı sürede alışmamız sonucu hayatımızda yeni bir normal oluştu. Yeni normalimiz de hayatımızda uzun süre kalmaya devam edecek gibi görünüyor.
Bu dönemde en çok kullanılan online hizmetlerden biri alışveriş olmuş, bu durum da e-ticaret sitelerinin ödeme sistemleri konusundaki ihtiyaçlarını artırmıştır. Bu bağlamda bankacılık ve finans sektörü de dijital tüketim için önemli atılımlar yapmaya başlamıştır. Pandemi döneminde açıklanan verilere göre nakit para kullanımı azalmıştır. Hijyen nedeniyle insanları ödemelerini temassız yapmaya başlamıştır. Dijital cüzdan kullanımı da artmıştır. Kripto Paraya olan ilgi de çoğalmıştır. Çin Merkez Bankası kendisine ait bit dijital para birimini piyasaya sunmuştur.
Bu gelişmeler ışığında fin-tech konusunda dijitalleşme ve dijital kanalların önem kazanması ile birlikte blockchain piyasasına olan ilgi artmıştır. Özellikle bankacılık sektöründe majör değişimler yaşanması beklenmektedir. Blockchain’in pandemiden dolayı darbe alan dünya ekonomisine bir soluk aldırması beklenmektedir. COVID sonrası yeni yatırımlarda düşüş beklenmektedir. Ayrıca şirketlerin kar marjlarının düşmesi sonucu iflas edecek firmaların sayısı artmıştır. Bu durumda kurumların finansmanı doğru yönde yönetmesi ve doğru alanda yatırımlar yapması gerekmektedir. Doğru alan yatırımlarının biri de blockchain’miş gibi görünmekte.
Çevrimiçi alışveriş ve tüketimin artması ülkeleri bu yönde gelişmeye sürükledi. Örneğin Rusya Merkez Bankası, çevrimiçi ve kartlı ödemelerde komisyonları düşürerek banknot adetlerini sınırlamaya başladı. Aynı zamanda pek çok biyometrik veri ve dijital kimliklerin kullanımı yaygınlaştı. Bunun sonucunda bankalar ve regülasyon yapan kurumlar temassız ve çevrimiçi ödemelerde limitleri yükseltti.
Tüm bu gelişmeler ışığında blockchain’in pandemi öncesi başlayan yükselişinin dijitalleşmedeki hızlanmaya birlikte ivme kazanacağı öngörülmektedir. Blockchain’in daha hızlı, daha güvenli ve daha düşük maliyetli olmasının tercih sebebi olmasındaki katkısını da göz önünde bulundurmak gerekir.
Pandemi gibi beklenmeyen bir gelişmenin dijitalleşme artırmasının, daha önce ülkelerin çeşitli regülasyonlarla düzenlemeye çalıştığı blockchain’i daha çok teşvik eder hale gelmesi beklenmektedir. Çin örneğinde olduğu gibi merkez bankalarının kendi kontrollerinde olacak dijital para birimleri piyasaya sürmeleri ise olumlu gelişmeler olarak görülebilir. Kripto Paraların değer kazanması ile token ekonomisi de gelişmektedir. Uzmanlar blockchain altyapısının daha şeffaf ve güvenli olduğunu belirtmelerine rağmen ülkelerin ve kurumların kendi yöntemlerini terk etmek istememesini kıran bir gelişme olarak pandemi etkisinin ileriki zamanlarda ekonomi kitaplarında okutulacağını öngördüğümü belirtmek isterim.
İleriki süreçte blockchain teknolojisinin yapay zeka ve makine öğrenmesi ile birlikte para transferleri, belge alışverişleri, akıllı kontratlar, dijital kimlik, kredi ve sigorta servisleri, alternatif kredi platformlarının oluşturulması, belge/sertifika doğrulamaları, hızlı ve güvenli ödeme sistemleri, KOBİ’ler ve girişimciler için servisler ve fonlamalar, seçim ve oylama süreçleri, temas ve filyasyonk çalışmaları, dijital sağlık geçmişine dair uygulamalar, uzaktan eğitim ve sürdürülebilirlik alanlarında kullanımının yaygınlaşması beklenmektedir.
Bize de dünyanın bu gelişmelere ne kadar hızla ayak uyduracağını bekleyip görmek düşüyor.