Değerli Madenler Yatırımcılar İçin Güvenli Bir Liman Olabilir Mi?
Değerli madenler yatırımcılar için güvenli bir liman olabilir. Özellikle ekonomik belirsizlik dönemlerinde yatırımın riskten uzak hale gelmesi için doğru yatırım önemlidir. Politik açıdan istikrarsızlığın sürdürüldüğü ve piyasaların yoğun şekilde manipülasyona maruz kaldığı dönemlerde her zaman için altın ve gümüş gibi değerli madenler sığınak olarak değerlendirilir.
Ülkelerin para politikalarında yaşanan değişiklikler özellikle enflasyonist baskıların öne çıktığı durumlarda para biriminde yaşanabilecek değer kaybına karşı yatırımı korumayı sağlar. Bu konuya örnek vermek gerekirse; enflasyonun artış yaşadığı Türkiye’de Türk Lirası değer kaybı yaşarken altın ya da gümüş gibi değerli madenler dolar ve euro gibi döviz kurlarında aksi yönde bir yükseliş yaşanır. Bu durumda kıymetli madenlerin değeri daha korunaklı hale gelir.
Öte yandan arz ve talep dengesinde yaşanabilecek aksaklıklar, jeopolitik gerginlik dönemlerinde merkez bankalarının aldığı faiz kararları daha çok değerli madenler üzerinde olumlu etki gösterir. Küresel piyasalarda yaşanabilecek herhangi bir belirsizlik döneminde var olan yatırımını korumak isteyenler altın başta olmak üzere gümüş, platin gibi değerli madenlerin faydalarını değerlendirebilir.
Güvenli liman olarak görülen değerli metaller her ne kadar risk potansiyeli taşısa da yatırımcının kaybedeceği riske karşılık tolere edebilecek bir açık alan barındırır. Bu yönüyle kıymetli madenlere yapılacak her yatırım piyasadaki karmaşa döneminde yaşanabilecek kayıpların önüne geçecektir. Özellikle savaş dönemlerinde başlayan arz ve talepteki dengesiz dönem de kafası karışan yatırımcı için en doğru seçenek olarak görülebilir.
Bu dönemlerde yatırımdan kar elde etmekten öte daha çok var olan yatırımı korumak hedeflenir. Bu bilinçle yola çıkanlar için en net, güvenilir ve temiz yatırım seçeneği olarak değerli madenler tercih edilebilir.
Ekonomik Belirsizlik Sırasında Yatırımcılar Neden Kıymetli Madenlere Yönleniyor?
Ekonomik belirsizlik dönemlerinde yatırımcının daha çok yöneldiği kıymetli madenler farklı avantajları nedeniyle tercih edilir. Öncelikle yatırımı var olan riske karşı koruduğu için tercih edilme olasılığının yüksek olduğu söylenebilir.
Yatırımcının oluşturduğu portföyü koruyabilmesi için kıymetli madenlere kaçış doğal olarak görülebilir. Ekonomik belirsizlikten kaynaklı olarak oluşabilecek para değerindeki kayıp kıymetli madenlere yönelen bir yatırımcı için ileriye dönük koruma kalkanı görevi üstlenir.
Değerli madenler yatırımını enflasyondan korumak isteyenler için daha çok tercih edilir. Küresel çaplı jeopolitik gerginlik dönemlerinde siyasette oluşacak belirsizlik güvenli limana yönelik iştahı artırır.
Bu durumda altın, gümüş gibi kriz dönemlerinde dahi yükselişe geçen madenlere olan ilgiyi öne çıkarır. Merkez bankalarının benimsemiş olduğu gevşek para politikaları ekonomide belirsizlik ortaya çıkarırken aynı dönemde altına olan talebi de arttırır.
Altın, Gümüş Ve Diğer Metallere Yönelik Yatırım Seçenekleri Nelerdir?
Altın, gümüş ve diğer metallere yönelik yatırım seçenekleri oldukça fazladır. Gelenekselleşmiş ve yaygın olarak kullanılan fiziki yatırım araçları altın, gümüş, platin gibi değerli madenler tercih edilebilir. Bunun yanı sıra bazı hallerde düğünlerde takılan altın takılar, gümüş ya da altın külçeleri de rağbet görebilir.
Bankalarda yapılan birikimlere ek olarak geleneksel yatırımı benimsemeye devam edenler altın ve gümüşe yönelik rağbeti sürdürmeye devam ediyor. Altın ve gümüşe ek olarak yapılabilecek bir diğer yatırım fon alımıdır. Borsa yatırımları ya da indeks fonları tercih edilebilir. Şirketlerin madencilik yatırımları da değer kazanır.
ETF adı verilen borsa yatırım fonları daha çok altın, gümüş gibi değerli madenlere endekslidir. Herhangi bir pozisyona yönelik alınacak karar aynı oranda artışı garantilemeyi sağlar. Fiziksel olarak değerli madenleri depolamayı güvensiz olarak görenlerin tercih ettikleri bir yatırım yöntemidir.
Arz Ve Talep Kıymetli Maden Fiyatlarını Nasıl Etkiler?
Kıymetli madenlere yönelik arz ve talep dengesi fiyatlarda nasıl bir değişime yol açar. Altın, gümüş gibi değerli madenler arz ve talepte yaşanabilecek değişiklikten nasıl etkilenir? Arz ve talep dengesinin yatırımda tercih edilen değerli madenlerin fiyat farkının oluşmasında rolü büyüktür. Değerli madenlerin üretimi arz ile yatırımda ya da endüstriyel maden alanında oluşan ihtiyaç ise talep ile giderilir.
Arz ve talepte oluşacak denge fiyatların belirlenmesinde bir kıstas olarak değerlendirilir. Öte yandan gümüş, altın gibi farklı madenlerin fiyatlarının değişiminde yatırımcının talebi de öne çıkar. Ekonomik belirsizlik döneminde yatırımcı nereye yönelirse bu o madene yönelik talepte artışı tetikler.
Jeopolitik gerginlik anlarında arz ve talep dengesi olumsuz olarak etkilenebilir. Bu durumda doğrudan değerli madenlerin fiyatlarında farklılık gözlemlenir.
Risk dönemlerinde gerginliğin hadsafa’ya ulaştığı bir politikanın benimsendiği ülkelerde yatırımcılar güvenli liman olarak değerli madenlere yönelebilir. Bu durumda talepte bir artış gözlemlenir.
Kıymetli Madenlere Yatırım Yapmanın Riskleri Var Mıdır?
Kıymetli madenlere yatırım yapan bir kişinin ilk olarak bilmesi gereken konu kazançlı olduğu kadar bu madenlerin risk payının bulunmasıdır. Yatırımda oluşacak risk payı her ne kadar ortada görünür bir pozisyonda var olsa da tolere edilebilir. Peki bu riskler nasıl meydana gelir?
Kıymetli madenlere yatırım yapacak bireysel yatırımcının bilmesi gereken riskli anlar yatırımı daha korunaklı ve güvenilir ortamda tutabilmeyi sağlayacaktır. Ekonomik belirsizliğin hakim olduğu özellikle ülkede enflasyonist baskıların derinden hissedildiği dönemlerde fiyat dalgalanmalarına bağlı olarak karda düşüş görülebilir. Bir sabah uyanıldığında aniden fiyat düşüşleri görülebileceği gibi yatırımcının kar seviyesini arttıracak ani yükselişlerle de şahit olunabilir.
Kıymetli maden yatırımı yapanlar bulunulan ülkeye göre yasal düzenleme kapsamında vergiye tabidir. Vergilendirme politikaları kapsamında yatırımcı elde ettiği getiri üzerinde tam olarak hüküm sahibi olamayabilir. Kıymetli madenlere yatırım yapan bir kişi fiziki olarak bu yatırımı tercih ettiğinde kaybolma veya çalınma riski de bulunur. Fiziki olarak değil yatırım fonu olarak tercih edildiğinde ise operasyonel riskler barındırır.
Bazı durumlarda hatalı işlem sonucu yaşanabilecek risk teknik olarak altyapıdan kaynaklanan eksiklikten dolayı da öne çıkabilir. Sonuçta yatırım konusuna daha geniş bir perspektiften bakacak olursak; diğer yatırım türlerine göre kıymetli madenlere yapılacak her türlü yatırım daha az risk taşır, denilebilir. Özellikle küresel kriz dönemlerinde siyasal çekişmelerin ve jeopolitik gerginliklerin olduğu anlarda yatırımın avantajı daha çok hissedilebilir.
Güvenlik Amaçlı Varlık Tahsisinde Kıymetli Madenler Nasıl Bir Rol Oynar?
Güvenlik amaçlı varlık tavsiyesinde bulunacak bir yatırımcı kıymetli madenlerde nasıl bir etkiye sahiptir? Varlık tahsisi sırasında kıymetli madenler riske girebilir. Böyle bir durumda oluşturulmuş portföyün değerini korumak isteyenlerin güvenlik sebebiyle varlık tahsisine yönelmesi oldukça doğaldır.
Güvenlik amaçlı kullanılacak varlık tahsisinde kıymetli madenler portföy çeşitlendirmesi açısından önem taşır. Diğer varlıklara göre düşünüldüğünde negatif korelasyonu öne çıkan değerli madenlerin portföy riski de azdır.
Bu sebeple ani dalgalanmalarda varlıkların olumsuz etkilenmesinin önüne geçirir. Jeopolitik risklere karşın oluşabilecek dezavantajı güvenlik hamleleriyle avantaja çevirmeyi sağlayacak varlık tahsisi, oluşabilecek riskleri minimize hale getirir ve bu sayede portföyde çeşitlilik sunar.
Sonuç olarak; kıymetli madenlere yapılan yatırımın en önemli avantajı jeopolitik gerginliklerin hüküm sürdüğü ülkelerde yaşanacak ani kayıpların önüne geçer. Özellikle hisse senedi gibi riskli varlıklara karşı kıymetli madenlere yatırım yapanların her zaman yatırımı üzerinde daha çok söz sahibi olduğu söylenebilir.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere,
Anıl UZUN