Fintech, Yetersiz Hizmet Alan Nüfuslara Finansal Katılımı Sağlayabilir Mi?
Finansal hizmetlerin kolay erişilebilirliği ve bulunabilirliği dünyanın her yerinde maalesef aynı değildir. Bu erişilebilirliği ve bulunabilirliği sağlamak ise hükümetlerin ve devletlerin stratejileri arasında yer alır. Krediye erişim, tasarruf yollarının kullanılması ve finansal kartlar gibi temel finansal ihtiyaçların hiç sağlanamadığı ya da kısmı olarak sağlanabildiği yerler günümüzde mevcuttur.
Bu erişilememe sorununa Fintech teknolojisinin çözüm sağlaması öngörülüyor. Finans sistemine katılım sağlayamayan insanları ve toplulukları Fintech dijital teknolojisi sayesinde finans sistemine dahil edebilir. Fintech şirketleri sundukları dijital hizmetler ile maliyetleri azaltarak yetersiz hizmet alan nüfusların finansal sisteme katılımını kolaylaştırabilir.
Teknolojik ve ekonomik olarak yetersiz şartlar sunan gelişmekte olan ülkelerde insanlar ve küçük işletmeler için Fintech teknolojisi adeta bir hayat kurtarıcısı gibi olabilir. Doğrudan mobil uygulamalar ve cihazlar üzerinden ödemelerin sağlanmasıyla finansal ve dijital altyapı zorluklarının üstesinden gelinebilir. Finansal çözümlerden ve sistemlerden mahrum kalan işletmeler ve bireyler böylece finansal katılım noktasında eksiklerini gidermiş olurlar.
Dünya çapında yoksulluğun önüne geçebilmek için ekonomik büyümenin gerekli olduğu görüşü hakimdir. Bunu başarmanın yolu da finansal katılımdan geçiyor. Bu sebepten ülkeler ve finans şirketleri; finansal katılımı bir zorunluluk olarak görüyor. Fintech ise bu yolda karşılaşılacak zorlukların üstesinden gelebilmek için en iyi yollardan biri olarak karşımıza çıkıyor.
Fintech Çözümleri Finansal Erişim Zorluklarını Nasıl Aşar?
Fintech çözümleri finansal erişim zorluklarını aşma konusunda bazı adımları takip eder. En önemli adımlardan biri ise ölçeklenebilirlik ve sürdürülebilirliktir. Fintech çözümleri çok sayıda işlem ve kullanıcı verileri barındırdığından sürdürülebilir ve ölçeklenebilir olması büyük önem taşır. Daha sonra ise kapsamlı bir pazar analizi gerçekleştirilmelidir. Hedef kitlenin finansal açıdan ihtiyaçları ve finansal katılımını kısıtlayan engeller detaylı şekilde analiz edilerek finansal erişimin zorluklarını aşmak için doğru stratejiler belirlenmelidir.
Kullanıcı deneyimine gereken hassasiyet verilerek Fintech çözümlerinin finansal erişim zorluklarını aşması kolaylaştırılabilir. Fintech hizmetlerinin sunulacağı topluluğa kullanıcı dostu Fintech çözümleri sunularak müşteri deneyimi üst seviyelere çıkarılmalı. Erişilebilirliği sağlamak olmazsa olmazlardandır.
Coğrafi konum, eğitim durumu, dil ve maddi gelirler ayırt edilmeksizin tüm topluluk tarafından erişilebilir Fintech çözümlerinin kararlılıkla sunulması gerekli. Hizmet verilecek bölge ya da ülkede hükümetlerle, yerel kurumlarla ve katkı sağlayabilecek diğer şirketlerle işbirliğine giderek bazı zorluklar karşısında potansiyel avantajlar sağlanabilir.
Böylece finansal ihtiyaçların doğru şekilde kavranmasıyla başarının ve finansal katılım elde edilmesi ihtimali daha da yükseltilmiş olur. AML ve KYC gibi standartlara ve düzenlemelere bağlı kalarak gerekli düzenlemeleri eksiksiz şekilde hayata geçirmek güven oluşturmak ve Fintech şirketlerinin problemsiz şekilde işlerin yürütülmesini sağlar.
Küresel Olarak Finansal Erişimi Engelleyen Temel Faktörler Nelerdir?
Tahminlere göre dünya çapında 2 milyardan fazla insan finansal hizmetlere erişemiyor. Birikim hesapları, kredi kartları, banka kartları ve finansman seçenekleri gibi finansal hizmetlerden oldukça çok insan maalesef istifade edememektedir. Küresel olarak finansal erişimi engelleyen bazı temel faktörler söz konusudur.
Finansal erişimi engelleyen faktörlerin başında finansal okuryazarlık oranlarının düşük olmasıdır. Doğru finansal tercihlerin yapılması, internet bankacılığının kullanılması, ATM kullanımı ve mobil bankacılık gibi hizmetlerin nasıl kullanılacağına yönelik bir eğitim çalışması yapılmalı.
Diğer bir faktör ise tüketicinin korunması hususudur. Mobil ve internet bankacılığı gibi yenilikler finansal erişimi yaygınlaştırma potansiyeline sahip olmasına rağmen insanlar üzerinde güvenlik endişeleri oluşmasına neden oluyor. Bu sistemlere olan güveni sağlamak için hizmetler açıklayıcı ve net olmalı, müşterilere finansal ürünler seçimi konusunda doğru yönlendirmelerin yapılmasını sağlayacak yöntemlerin oluşturulması gerekir.
Bu yöntemlerin doğru işlemesini sağlayacak güvenlik tedbirleri de alınmalı. Yoksullukta finansa erişememenin temel faktörleri arasında yer alır. Yaşanan yoksulluk ve gelir dağılımında yaşanan adaletsizlik finansal sistemlerin yeteri kadar insana ulaşmasının önündeki en büyük engellerden biridir.
Finansal Katılımı Teşvik Eden Bazı Yenilikçi Fintech Girişimleri Nelerdir?
Finansal katılımı yükseltmek konusunda Fintech etkili bir rol üstleniyor. Fitech teknolojisi sayesinde işletmelerin finansman açıklarının giderilmesi, yurtlarından çıkarılmış topluluklar, gelir dağılımı eşitsizliği, iklim değişikliği, riskleri ve kişilerin kazançlarını koruma altına almak gibi konularda ki sıkıntıları giderecek finansal katılım arttırılabilir.
Yetersiz finansal hizmet alan insanlar için Fintech büyük ciddi şekilde yenilikler getiriyor. E-cüzdan, mobil para ve sınır ötesi havale gibi teknolojiler bu yeniliklerden sadece bazıları. Finansal katılımı teşvik eden yenilikçi Fintech girişimlerine diğer örnekler ise; borç verme ve sermaye kitlesel fonlama platformları, dijital müşteri uygulamaları ve yenilikçi kredi puanlama sistemleridir.
Böylece yeni düzenleyici teknolojiler, finansal erişimde zorluk yaşayan insanların kullanımına sunulmuştur. Yenilikçi Fintech girişimleri sayesinde finansal ürünlerin kalitesi, kolay kullanılabilir oluşları, rahatlığı ve erişilebilir oluşları ile finansal katılımı teşvik edebilir.
Mikrofinans Ve Mobil Bankacılık Finansal Erişimi Nasıl Geliştirebilir?
Mikrofinans kurumları, gelir eksikliği yaşayan insanlara ve küçük işletmelere dijital çözümler sunuyor. Bu hizmetler finansal katılımı üst seviyelere çıkarmak adına gerçekleştiriliyor. Diğer yandan mobil bankacılık uygulamaları, mobil para başta olmak üzere finansal katılımı ciddi şekilde artırmıştır.
Mikrofinans ile finansal katılım artırılırken, finansal açıdan karlı ve sürdürülebilir bir sistem ortaya konulmuş olur. Mobil bankacılık hizmetleri ile de mikrofinans kuruluşları finansal gücün artırılması, çok sayıda müşteriye yeterli hizmet sunulması ve müşteri taleplerinin etkili şekilde karşılanması gibi faydalar sağlayabilir.
Fintech, internet bankacılığı ve mobil para finansal erişimi artırırken sosyal açıdan da çeşitli faydalar sağlayabilir. Mikrofinans tarafından uygulanan mobil çözümler arasında yer alan mobil para transferleri, mobil kredi başvuruları, mevduat ve tasarruf avantajları gibi işlemler ile finansal erişime oldukça katkılar sağlıyor.
Finansal Erişim Çabalarının Başarısını Ölçmeye Yönelik Ölçütler Nelerdir?
Başarıyı belirlemek için en doğru göstergelerin kullanılması oldukça önemli. Yakın tarihe kadar dünyanın yalnızca %42’lik bir kısmının finansal erişim imkanları vardı. Ancak günümüzde ise bu rakam %76 seviyelerinde seyrediyor. Uzmanların tahminler ise 2030 yılı dolaylarında dünya genelinde yaklaşık olarak %90 gibi bir finansa erişim oranına ulaşacağı yönünde.
Bu oranlar düşük gelirli ve orta gelirli ülkeler için biraz değişiklikler gösterebilmektedir. Finansal erişim çabalarının başarısını ölçmeye yönelik bazı ölçütler kullanıldığını bilmenizi isterim. Finansal erişimi ölçmeye yönelik ölçütleri şöyle açıklayabilirim:
Kalite
Finansal hizmetlerin ve ürünlerin sunulan kitlenin ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamadığına dikkat edilir. Sunulan hizmet ve ürünlerin çeşitliliği değerlendirilir. Kitlenin farkındalığı da analiz edilmeye çalışılır.
Erişim Göstergeleri
Şehre uzak noktalarda bulunan banka şubelerinin ve POS cihazlarının ne derece yaygın oldukları incelenir. İnsanların finansal erişim sağlarken karşılaştıkları fiziki zorluklar ve sağlıklı bilgi almalarının sağlanıp sağlanamadığı gibi durumlar finansal erişimin ne derece olduğunun bir göstergesi niteliğindedir.
Kullanım Göstergeleri
Finansal hizmet ve ürünleri müşterilerin nasıl kullandıklarını analiz eder. Yapılan elektronik ödemeler, açılmış hesaplar ve hesap başına gerçekleştirilen işlem sayıları gibi unsurlar dikkate alınır. Zaman içerisinde bu işlemlerin düzenliliği, yükselme ya da alçalma gösterme gibi eğilimleri de ölçülür.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere,
Anıl UZUN