Para ve Zenginliğe İlişkin Kültürel Bakış Açıları Nelerdir?
Her toplumun paraya olan bakış açısı ve değer bilinci oldukça farklıdır. Para ve zenginlik ilişkisinin bu anlamda kültürel bakış açısını anlayabilmek de zorlaşır. Toplum değiştikçe farklılaşan kültürel ölçüt, para ve zenginlik konusuna bakış açısını da değiştirir.
Toplumsal değerlerin ve aile yapısının öne çıktığı Doğu kültüründe para ve zenginlik kavramı genelde içinde bulunan toplumda ailevi refahı artırabilmek için bir aracı olarak görülür. Avrupa toplumunda ise daha çok kariyeri güçlendirme amaçlı olarak değerlendirilir.
Doğu ve Batı kültüründeki bu ayrışma kişisel yaşantıda benimsenen rekabet derecesi, kariyer planı, başarı odağı gibi farklı etmenler ile değişikliğe uğrayabilir. Dini hassasiyeti yüksek olan kişilerin para ve zenginlik ölçüsüne bakış açısı oldukça farklıdır.
İslamiyette paranın helal yollarla kazanılması ve toplumda adilane şekilde dağıtılması gereklidir. Bazı inançlar bu yönüyle paranın dünya hayatında geçici menfaatleri karşılayıcı bir aracı olarak görülmesi oldukça doğaldır.
Hint kültüründe olduğu gibi zenginliğin ve refahın geçmişten gelen karmik bir yansıma olduğunu düşünen kültürlerde bu durum daha farklıdır. Yoksul olan kişinin geçmişte yaşadığı hayatta yaptığı yanlışlıklardan dolayı refahını kaybettiğine inanılır.
Bu yönüyle paranın ve zenginliğin kavramsal olarak her toplumdaki yansıması farklıdır. Kültürel bakış açısı değiştikçe farklılıklar da derinleşir. Bu durum hem bireysel hem de toplumsal olarak farklı hassasiyetlere sebep olabilir.
Farklı Kültürler Zenginliğe ve Finansal Başarıya Nasıl Bakıyor?
Kültürler değiştikçe zenginlik ve finansal başarı gibi kavramlara bakış açısı da değişiyor. Yozlaşmış bir kültürde zenginlikle ve finansal başarı ölçütü ile maddeden çok maneviyata önem veren bir toplumdaki zenginlik ve başarı ölçütü farklıdır.
Bu yönüyle kültürleri birbirinden ayrıştıran temel dinamiklerin doğru olarak değerlendirilmesi de gerekir. Batı kültüründe benimsenen bağımsızlık fikri maddi açıdan özgürlüğü eline alma düşüncesini öne çıkarır.
Bireyin belirli bir yaştan sonra kendisini var edebileceği bir zenginliğe ulaşması onun o toplumda başarıya ulaşmasının bir ölçütüdür. Maddi refah ve statü aslında başarıyı getiren şeydir. Batı kültüründeki bu yansıma bireylerin başarılı görülmeleri için finansal bağımsızlığını kazanmaları gerekir.
Batıda daha çok madde yönünde yoğunlaşmış bu bakış açısı Doğu kültürlerinde daha çok aile birliği ve bütünlük temeli üzerine kurgulanmıştır.
Toplumun refahını sağlayacak olan bireysellikten daha çok aile yapısını ayakta tutabilmektir. Para ve zenginlik kavramı Doğu kültürüne sahip bir toplum için sadece refah düzeyini artırarak bireysel ilişkileri kuvvetlendirici bir bağ olarak görülür.
İslam kültüründe müslümanların inancına göre helal para kazanmak toplumsal hoşgörü ortamı oluşturarak bireyin kendi tekamülünü başarılı şekilde tamamlamasını sağlayan bir aracıyken; Hint kültüründe Hindulara göre para ve şöhret gibi üst düzey kavramlar geçmişteki iyi veya kötü deneyimlerin bir sonucudur.
Harcama Alışkanlıklarını ve Para Değerlerini Şekillendirmede Kültür Nasıl Bir Rol Oynar?
Toplumların benimsemiş oldukları kültürler paranın değerini veya bireysel harcama alışkanlığını nasıl etkiler? Bireyin içinde bulunduğu kültürün harcama alışkanlıklarına olan etkisi doğru orantılıdır.
Birey, tamamen çevresinde bulunan kişiler yetiştirilme şartları, yaşam tarzı ve inancı doğrultusunda bir hayat oluşturur. Kendi dar çerçevesinde benimsemiş olduğu kültürel harcama alışkanlığı paraya bakış açısını da değiştirir.
Bu açıdan değerlendirildiğinde kültürün paraya bakış açısını ve harcama alışkanlığına olan etkisini bilgi, görgü, deneyim ve yakın çevrede ile olan ilişki ile doğrudan etkisini söz edilebilir.
Öncelikle dinin ve maneviyatın öne çıktığı bazı kültürlerde harcama alışkanlıkları daha çok tasarruf temeli üzerine kuruludur. Kazançtan her zaman muhtaçların payı olduğu bu tarz kültürlerde tüketim alışkanlığı da değişkenlik gösterebilir.
Bazı kültürlerde ise eğitim faaliyetleri daha çok öne çıkar. Bu tarz bir bakış açısının içinde bulunan birey küçük yaşlardan itibaren para yönetimini öğrenmiş aile tarafından bilinçlendirilmiş ve ekonomik açıdan özel bir eğitim almıştır.
Toplumsal baskının yoğun olarak görüldüğü kültürlerde para değerini ve harcama alışkanlıklarına yönelik bakış açısını genellikle toplum ve aile belirler. Bu tarz kültürlerde aile bireylerinin yaşantılarına gözlemlemek aslında toplumun paraya bakış açısını da anlamayı sağlar.
Bireyin harcama ve para bilinci konusundaki davranış örgüsünü aileden ya da toplumdan gelen alışkanlıklar doğrudan etkiler. Bireysel harcama alışkanlığı üzerinde yalnızca kültürün etkisi yoktur.
İçinde bulunan ülkedeki otoritelerin benimsemiş olduğu tüketim alışkanlığı da bu süreci etkiler. Belirli dönemlerde medyaya sunulan harcama alışkanlığını yönlendirici reklamlar tüketim kültüründe satın alma sürecini yöneten bir durum haline gelir.
Kültürel Farkındalık Finansal Etkileşimleri ve İşletmeyi Nasıl Geliştirebilir?
Kültürel farkındalık finansal etkileşimi ve işletmeyi hangi yönde geliştirir? Kültürel farklılığı anlayabilmek ve anlamlandırmak hedefe dönük daha hızlı büyümeyi sağlayacak bir faydadır.
Bireysel olarak kişinin pazarlama stratejilerini geliştirmesine büyük katkı sağlayan bu farkındalık süreci anlamlandırıldığında işletmenin daha çok kâr elde edebilmesi sağlanır. Peki bu nasıl mümkün olabilir?
Kültürel farkındalığı çok iyi şekilde analiz edebilmiş bir firma hedef kitleyi doğru şekilde algılayabilir. Bu sayede tüketici davranışları belirlenir. İhtiyaçları daha rahat anlamak mümkün hale gelir. Hedef kitleye yönelik sunulacak hizmetin daha isabetli şekilde sunulması ve rekabet pazarında öne çıkabilmeyi sağlayacak stratejiler belirlemeyi destekler.
Kültürel farkındalığa sahip bir birey müşteri ile olan ilişkilerinde her zaman doğru iletişimi rahatlıkla bulabilir. Kültürel farkındalık pazarlama stratejilerini de doğrudan etkileyecektir. Kültürel duyarlılığa sahip olan bir birey reklam ve tanıtım faaliyetlerinde tüketici ile daha etkili şekilde iletişime geçebilir.
Kültürel farkındalık müşterinin beklentisi yönünde ihtiyaçlarını karşılamayı sağlar. Bu sayede farklı kültürlerle iletişim kurabilmeyi sağlayacak yeni bir pazar alanı oluştururken oluşan rekabet ortamında avantajlı hale gelebilmeyi de destekler.
Uluslararası Finans ve Yatırımlarda Kültürlerarası Hususlar Nelerdir?
Farklı ülkelerin benimsedikleri kültürel ayrışmadan kaynaklı olarak meydana gelen uluslararası finans ve yatırımlardaki değişimler yatırım konularında alınan kararları doğrudan etkiler.
İşletmenin veya bireysel girişimcinin küresel piyasalarda başarısını önemli ölçüde etkileyen bu hususlar farklı başlıklarda bir araya getirilebilir. Uluslararası piyasalarda finans ve yatırımdan elde edilecek başarıyı doğrudan etkileyen bu kavram işletme veya yatırımcının aldığı kararlar üzerinde de etkiye sahiptir.
Uluslararası finans ve yatırımlarda kültürler arası hususlar dendiğinde ilk olarak akla ülkelerin kur farklılıkları gelir. Para birimindeki farklılıktan kaynaklı oluşan döviz kurundaki bu farklılık işletmenin ya da yatırımcının piyasa değerinde oluşan iniş çıkışlardan doğrudan etkilenmesine sebep olur.
Para birimindeki bu değer değişimi sürekli dalgalanmalara ve ileri seviye döviz kurunda önü alınamaz risklere kaynak oluşturabilir.
Uluslararası finans ve yatırımlarda kültürlerarası bir diğer husus ülke otoritesi tarafından belirlenen vergi politikalarıdır. Belirli dönemlerde yatırımcının işletmesini destekleyecek teşvikler sunulurken hizmetin sunum aşamasında vergi politikaları da değişikliğe uğrayabilir.
Bu değişkenlik yatırım konusunda belirlenen stratejilerde de farklılığı beraberinde getirir. Farklı kültürler farklı etik değerleri öne çıkarır. Bu durumda işletme sahibinin uluslararası piyasalarda aldığı karar da doğrudan etkilenir.
Nihayetinde her sermaye sahibinin benimsemiş olduğu iş yaşantısındaki tüm uygulamalar saygı ve anlayış çerçevesinde düzenlenir. Uluslararası yatırım sürecinde politik ve jeopolitik risklerde finansal işlemleri doğrudan etkiler. Hükümetlerin belirlediği politikalar değiştikçe, siyasi ilişkilerde gerilimler tırmandıkça yatırımcı için oluşacak risk aynı oranda artabilir.
Finansal Kararlar Üzerinde Kültürel Etkileri Vurgulayan Örnek Olaylar Var Mı?
Finansal kararlar üzerinde kültürel etkileri vurgulayan örnek olaylar elbette ki bulunur. Tarihte hemen her devletin yaşamış olduğu bu durum kültürel etkinin finansal piyasalara olan denge değişimlerini de ifade eder. Özellikle küresel krizlerde daha çok öne çıkan bu farkındalık kültürel olarak her ülkenin farklı tepkime göstermesine sebep olur.
Bazı kültürler finansal kriz dönemlerinde daha çok tasarrufa eğilimli hale gelirken bazı kültürler işletmelerin yeniden hareketlenmesi için daha çok harcama yapma politikalarını benimseyebilir.
Sonuç olarak her iki kültüründe kendi finansal karar alma sürecinde kültürel etkinin önemi öne çıkar. Kültürel etkinin finansal kararlar üzerindeki etkisi hakkında inceleme yaparken öne çıkan bir başka kavrama ailedir.
Aile içerisinde oluşan finansal dinamik, yardımlaşma ve dayanışma duygusu her kültürde farklılık gösterir. Aile bütçesini ortak bir temel üzerinde istişare birliği ile sürdürebilme potansiyeli sergileyen kültürler ile daha çok bireyselleşme ve finansal özgürlük temelli bir kültürde büyüyen bireylerin finansal karar alma sürecindeki tepkimesi farklı olacaktır.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere,
Anıl UZUN