En Yalın Ürün ile Kullanıcıların Karşısına Çıkmak – Bölüm 2

Bu yazının ilk kısmında girişimcilerin en yalın ürün fikri ile kullanıcı karşısına çıkmasından bahsetmiştik. Şu iki noktaya dikkat çekmiştim: 1) Ürünü mümkün olan en hızlı şekilde hayata geçirmek/yayına almak; 2) Ürününüzü ilk günlerinde mümkün olduğunca çok insan ile buluşturmak. 

Şimdi bu adımlardan sonra dikkat edilmesi gereken birkaç konudan bahsedeceğim.

Bunlardan birincisi kullanıcılarınız ile “konuşmak.” Yani, gerçekten onlarla diyaloğa girmek. Yalın ürününüz hayata geçtikten hemen sonra kullanıcılarınız ile birebir görüşmeler yapıp geri bildirim almak en önemli adımlardan biridir. Bunu doğru bir şekilde yapmazsanız, birçok girişimci gibi, ürününüz ile ilgili en büyük hataları bu dönemde yaparsınız. Bu hatalardan geri dönmek de oldukça fazla enerji ister ve her zaman mümkün olmaz. Bir girişimci olarak hayalinizdeki ürüne ve aklınızdaki fikre odaklanmanızın gücünü her zaman kullanacaksınız. Ancak, bu adımda yapmanız gereken şey sadece dinlemek ve kabul etmek olmalı. Unutmamanız gereken bir şey de insanların sizin aklınızdaki fikre değil, MVP olarak yayınladığınız “hızlı ve kötü” ürüne geri bildirim veriyor olduğu olmalı.

Fakat, burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta var.: Yayınladığınız “hızlı ve kötü” MVP hayalinizdeki mükemmel ürünün yaratmak istediği değerin belirtilerini gösteriyor mu? Bu soruyu her gün kendinize ve ekibinize sormalısınız ve esnek olmalısınız. Ürününüzün en yalın halini kullanıcılar ile paylaştıktan sonraki günlerde aklınızdaki “çözümün” sizin hayallerinizden farklı bir şekil alması kaçınılmaz olacaktır. Yıllar önce duyduğum şu tavsiyeyi tekrar etmekte fayda var: Çözmek istediğiniz probleme ve kullanıcılara sıkıca sarılın. Ancak, aklınızdaki çözüme sıkıca tutunmayın.”

Aklınızdaki çözüme sıkıca tutunmamak sizi iki yola sokabilir: İterasyon yapmak ya da pivot yapmak. İterasyon matematikte bir işi yeniden yapmak anlamına gelir. Daha doğrusu, iterasyon yapılan işin çıktısı ve öğrenimi ile aynı işi tekrar (ve daha iyi şekilde) yapmaktır. Pivot ise tahmin edebileceğiniz gibi köklü bir yön değiştirmeyi işaret eder.

Aynı ürün çözüm değil

Bu aşamada birçok girişimcinin şu hataya düştüğüne şahit oldum: Hayallerindeki ürüne aşık olup, aynı ürünü başka problemler çözmek için kullanmaya çalışmak. Eğer yalın ürününüz ilk testlerinizdeki kullanıcı grubunun problemini çözmediyse, başka bir grubun problemini çözmesini beklemek mucize olur. Bu noktada atılacak en doğru adım iterasyon yapmaktır: Probleme ve kullanıcılara sadık kalıp, tasarladığınız çözümü gerçekten kullanıcıların problemlerini ortadan kaldıracak hale getirene kadar geliştirmek.

İşte bütün bu sebeplerden “en yalın ve sade” ürününüz gerçekten basit ve anlaşılır olmalı. Hatta, ürününüzü ne kadar zamanda geliştirdiğiniz bunun çok iyi bir göstergesi olabilir. Eğer bir MVP geliştirmeniz aylar sürüyorsa o bir MVP değildir; ürününüz ister yazılım, ister donanım odaklı olsun bir MVP en fazla birkaç haftada ortaya çıkmalı ve kullanıcıların karşısına gelmeli.

İhtiyaçlara cevap verme 

İkinci önemli nokta ise MVP’nizin fonksiyonlarını belirlerken dikkat edilmesi gerekenlere odaklanıyor. İlk kullanıcılarınızın aksiyonlarını mümkünse bir ya da iki çok basit “ihtiyaç” üzerinden tasarlamanız gerekir. Eğer bir problem sebebiyle ortaya çıkan bütün kullanıcı ihtiyaçlarına değinmeye çalışırsanız, bir MVP geliştiremezsiniz. Hangi fonksiyonların öncelik kazanacağını belirlemek için ise problemleri bir önem sırasına koymalısınız. Bunu yaparken diğer küçük problemleri yok saymak kolay olmayacaktır, hatta kullanıcılardan bu yönde geri bildirim de alabilirsiniz, ancak MVP döneminde mutlaka en fazla bir ya da iki fonksiyona öncelik vermeniz gerekir.

Unutmayın, MVP girişiminizin ya da fikrinizin değerlendirileceği ya da finansal olarak değer artırmaya çalışılacak bir dönem değildir. Bu yüzden en hızlı, en küçük ve en etkili fonksiyonlara sahip ürüne odaklanmayı unutmayın.

Sevgiyle kalın 

Anıl Uzun